2 Ocak 2008 Çarşamba

depremlerin yıkıcı etkisi

Ancak depremin yıkıcı etkisi, en genel temel anlamda üç şekilde ortaya çıkmaktadır. Bunlar;* yerkabuğunun yerdeğiştirme hareketi,* çökme - fışkırmalar (sıvılaşma, kum sırtları vb.) ile* sarsıntıdır.İnşaat yapım teknikleriyle sonuncusunun zararı en aza indirilebilirken ilk ikisinin yaratacağı hasarı önlemek olanaksızdır. Çünkü, kıta kabuğunun 10 - 40 km kalınlığındaki üst bölümünün hareketi ve bu harekete bağlı çökme ile fışkırmalar söz konusudur.Yer değiştirme ve çökme - fışkırma olguları yanlızca ovada gözlenebilmektedir. Ova ve kayma alanları dışında olma olasılıkları sıfırdır.Ancak, Türkiye'de yıkıcı depremlerin1. nerelerde olacağı kesin olarak bilenebildiğinden ve 2. bu alanlar birinci sınıf tarım alanlarına denk geldiğindenyerdeğiştirme hareketi ile çökme - fışkırma sorun değil, tam tersine bir doğal zenginlik kaynağıdır. Adapazarı ve Menderes ovalarını dünyada ilk sıralara koyan, fayların tam da kendisidir. Bu durumda, bu eşsiz ovalara otoyol dolayısıyla sanayi ve yerleşim yerlerini sokmak doğaya ve bilime karşı gelmekten başka birşey değildir.Yıkıcı deprem kuşaklarının ülke yüzölçümüne oranı sadece‰ 5'tir. Bu da birinci sınıf tarım alanlarına denk gelmektedir. Bu konuda ilgililer (belediye başkanından TBMM başkanı aracılıyla tüm milletvekillerine ve başbakanından cumhurbaşkanına kadar) yıllardır bilgilendirilmesine karşın olumlu tek bir atılıma tanık olunamamıştır. Bu bağlamda, ilgili açıklamalar güncel örneklerle konu içerisinde verilmiştir."Bir deli kuyuya taş atar 40 akıllı çıkaramaz!" özdeyişinin en iyi örnekleri Türkiye'de mühendislik projelerinde yaşam bulmaktadır. Yazarlar, meslek yaşamları boyunca bu konuda sayısız acı örnekler tanık olmuşlardır. Hepsinin de faturası, ne yazık ki, halka yüklenmektedir.Baraj, termik santral, otoyol, demiryolu ile yerleşem ve sanayi alanlarının hatalı seçimi bu olumsuzlukların başında gelmektedir. Türkiye'de yerkabuğunun yer - değiştirme hareketinin ocağı çizgisellikler oldukça belirgindir. Bu çizgisellikler boyunca 1. Sınıf tarım ovaları faylar tarafından yaratılmıştır. Ayrıca bu ovaların hemen bitişiğinde kaya zeminlerinde depremin ne zaman olocağı konusunda güvenilir bilgi alınabilmektedir. Ancak, depremden korunmak; depremin ne zaman olacağını bilmekten çok, yıkımını ovalarda yaptığını bilmekten geçmektedir.Başka bir anlatımla, söz konusu Uzak - Doğu ülkelerinde okyanus kabuğu kıta kabuğunun altına daldığından; kırılma ve ezilmeler 10 - 30 km derinlikte olmaktadır. Oysa Türkiye'de, geniş ezik kuşaklar yüzeyde oluşmaktadır. Bilindiği gibi; Su yerçekiminin etkisinde baş aşağı akar. Türkiye'deki depremler de ana fay kuşakları içerisinde yinelenir durur. şu dağı da yarayım diye bir uğraşı içerisinde olmaz.KAF'ın kullandığı fay yüzeyi yaklaşık 60 milyon sene önce kıta - kıta çarpışmasının olduğu yerdir. Bu noktadan çıkarak depremin ne zaman olacağından çok nerelerde olduğuna bakmak yeterlidir.Bu son sorunun (nerelerde olacağı) yanıtı özellikle yerbilimciler tarafından kesin olarak bilinmektedir. Ancak, depremlerin sadece ova içerisinde yıkıma yol açtığını sokaktaki insan da bilmektedir. Yapılaşmanın ovanın dışında tutulması ve ovayı ova olarak kullanmak bilimin gereği ve doğanın emridir.Kocaeli, Düzce ve Orta depreminde bir kez daha kanıtlanmıştır ki, yıkım sınırı ova sınırları ile çakışmaktadır.1986 yılında, Erzincan'da; "her eve bir inşaat mühendisi göndereceğim ve ovayı imara açacağım."diyen yetkili ve yandaşları 1992 yılında ölen 3000 insanımızın 2000'inin ölümünden sorumludur. Eleştiri - özeleştiri bilimsel gelişmenin temel kaynağıdır. Devlet erki Devlete yapılan suçları affedebilir ancak, bireylere yapılanları bağışlama hakkı olamaz.Bütün bunlara karşın, bu ülkede aydınlık insanların sayısı yadsınılamayacak oranda yüksektir. Yurtseverlik, demokratiklik ve çağdaşlık gibi erdemlikler (güzellikler) için yorulmadan uğraş vermek, aynı zamanda bir insanlık görevi olsa gerek.

türkiyede deprem bölgeleri

Türkiye’deki Deprem Bölgeleri

1)Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı: Saroz körfezinden başlar, Marmara denizinden geçtikten sonra Kuzey Anadolu Dağlarının güneyini takip ederek Van Gölünün kuzeyine doğru uzanır.
2)Batı Anadolu Deprem Kuşağı: Güney Marmara’dan başlar Ege Bölgesindeki çöküntü ovalarını takip eder.
3)Güney Anadolu Deprem Kuşağı: Hatay’dan başlar, Güney Anadolu Toroslarını takip ederek Van gölünün güneyine doğru devam eder.

Deprem Tehlikesinin En Az Olduğu Alanlar:

1)Konya, Karaman, Taşeli Platosu ve İçel çevresi. 2
)Mardin-Şırnak çevresi. Dünya Üzerindeki Deprem Bölgeleri1)Atlas Okyanusunun orta kesimi, 2)Akdeniz ve çevresi
3)Büyük Okyanus çevresi (En fazla bu bölgede görülmektedir. Sebebi katı haldeki yerkabuğunun (Sial) ince ve zayıf olmasıdır.)
Deprem Tehlikesinin Az Olduğu Yerler

1. K.Batı Avrupa-Grönland adası
2. Asya'nın kuzeyi (Sibirya)
3. Kanada'nın K.Doğusu
4.Güney Afrika

Depreme Erken Uyarı Sistemi

Erken Uyarı Sistemi; depremin yaydığı iki dalga bulunuyor ve 'S' dalgaları diğerinden daha hızlı ilerliyor. Belli büyüklükteki sarsıntıya göre sistem ayarlandığında ilk dalga gelir gelmez bu belli yerleri tetikliyor. Bu sistemle doğalgaz basıncı düşürülüyor, elektrikler kesiliyor ve olası depremden sonra yangınların çıkması önleniyor. 17 Ağustos depreminin ardından günlerce söndürülemeyen TÜPRAŞ yangını Erken Uyarı Sistemi'ni gündeme getirdi. Bilimadamları, depremden birkaç saniye önce yüksek gerilim hatlarının kesilmesi, doğalgaz şebekesinin basıncının düşürülmesi, çok önemli tesislerin, fabrikaların bir anda durmasının sağlanması gerektiğini savundu. Böyle bir sistemin de öncelikle İstanbul'da kurulması planlandı. 2000 yılının deprem için müdahale önlemlerinin alınacağı bir yıl olacağını kaydeden yetkililer, "Acil Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi" hazırladıklarını ve düşünülen projede ilk etapta İstanbul'a 140 monitör yerleştirileceğini, bu şekilde yeraltında oluşan kuvvetli ve zayıf hareketleri takip edebileceklerini söylediler. Ada'ya sismik cihaz Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda meydana gelebilecek muhtemel bir hareketliliğin İstanbul depremine yol açması ihtimaline karşılık Adalar'daki fay hattı yakın izlemeye alındı. Sistem ise şöyle işliyor: Denizden Sismik 1 araştırma gemisi fay hattını incelerken, karadan da Büyükada'nın en yüksek tepesine yerleştirilen sismik cihazlarla fayın hareketleri dinleniyor. TÜBİTAK, İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Ensitüsü işbirliğiyle yerleştirilen cihaz, aldığı verileri rasathaneye bildiriyor. Bununla birlikte Büyükada'daki cihaz başka bir sismik cihazla takviye edilerek erken uyarı sistemi ağı güçlendirilecek. Deprem, önceden bilinebilir Erken Uyarı Sistemi ile ilgil çalışmalar sürerken, İTÜ'lü Prof. Ahmet Ercan, olası bir depremin önceden haber verilebileceğini iddiasında bulundu. Yeraltı Aramacılık Bilimsel Araştırma Merkezi'nin de sahibi olan Prof. Dr. Ercan, İstanbul'a en yakın olası deprem merkezi Adalar'da olabilecek bir depremin 13 saniye öncesinde haber verilebileceğini ve bu sürede binaların boşaltılabileceğini söyledi. Bu sistemin Türkiye'de dışarıdan yardım alınmadan 3 ay içinde hayata geçirilebileceğini söyleyen Prof. Dr. Ercan, ''2.5 milyona yakın bina var bu kentte, hepsinin güçlendirilmesi, maddi imkanlar gözönüne alındığında imkansız. Bu sistem mal kaybını önlemez ama can kaybını önemli ölçüde önler'' dedi. Bu sistemin Los Angeles, Meksika ve Tayvan'da bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Ercan, böyle bir uyarı sisteminin deprem olma riski bulunan sismik boşluklara da uygulanabileceğini söyledi. İstanbul için Silivri - Hereke, Büyükçekmece - Mürefte arasındaki sismik boşlukları örnek gösterdi. Prof. Dr. Ercan, Meksiko'da 30 Eylül 1999'da olan 7.4 büyüklüğündeki depremde binaların boşaltıldığını belirterek deprem yıkım alanlarına da böyle bir sistemin kurulabileceğini anlattı. Kesin görüş yok Bütün bu tartışmalara rağmen herhangi bir erken uyarı sisteminin var olup olmadığı konusunda yerbilimciler arasında kesin bir ortak görüş yok. Örneğin bu alanda yılda 150 milyon dolarlık harcama yapan ve tam 32 yıldır depremle ilgili her şeyi araştıran Japonya, 1993 yılında 5000 bin kişinin öldüğü Kobe depremini yaşadı. Bu depremden sonra Japonya'da depremlerin önceden haber verilemeyeceği kesin görüşü hakim oldu. Tokyo Üniversitesi yerbilimcilerinden Robert J. Geller'e göre sismolojik, jeodezik, hidrolojik, jeokimyasal, elektromanyetik anormallikler ve değişen hayvan davranışları gibi deprem habercileri, genellikle ''deprem olduktan sonra'' fark ediliyor. Geller'e göre depreme yol açan etmenler, sadece depremin olduğu bölgede değil, çok daha geniş bir alanda ortaya çıkabiliyor. Yine aynı araştırmacıya göre yerkabuğunun derinliklerinde olup bitenleri, levhaların düzgün biçimde ilerlemesini engelleyip gerilim biriktiren engelleri yeterince gözleyemiyoruz. Bu da güvenilir bir erken uyarı olanağını ortadan kaldırıyor.

deprem sonrası yapılması gerekenler

DEPREMDEN KORUNMA YÖNTEMLERİ
DEPREM ÖNCESİNDE YAPMANIZ GEREKENLER1.Önceden hazırlıklı olmak hayatınızı kurtarabilir. Bunun için olası bir depremden önce acil durum planınızı yapın. Ve bu planı aile fertlerine ve yakınlarınıza öğretin. Planınızın tatbikatını ailenizle veya komşularınızla birlikte yapın. İş bölümü yapın. İhtiyaçlarınızın listesini temin edin.2.Ağır beyaz eşyayı, mobilyayı mutfak ve kitap raflarını düşmeyecek şekilde duvara vida yardımı ile sabitleyin.3.Olası bir deprem, çıkabilecek bir yangın için Yangın Söndürme Cihazı bulundurun ve bu cihazın kullanımını öğrenin ve aile yakınlarınıza öğretin.4.Herhangi bir yaralanma, bayılma şok olaylarında neler yapmanız gerektiği konusunda İlkyardım Bilgilerini öğrenin ve yakınlarınızı bu konularda eğitin. İlkyardım çantası hazırlayın.5.Deprem Sigortası konusunda sigorta şirketleriyle görüşüp ev ve ev eşyalarınızı depreme karşı sigorta yaptırın. Bu davranış deprem sonrası maddi kaybınızı karşılayacaktır.6.Deprem olayı bittikten sonra yanınıza almanız gereken önemli evrak, para veya eşyalarla birlikte dışarıya çıkmanın planını ve bunun tatbikatını yapın.7.Değişik mekanlarda depreme yakalanacağınızı varsayarak o mekana göre deprem anında neler yapılması gerekiyorsa o bilgileri okuyup öğrenin yakınlarınıza da anlatın.8.Ailenizle dışarıda bulundukları süre içersinde iletişim kurabilmeyi düzene koyun. Olası bir depremde aile bireylerinin birbirlerine ulaşamadıkları durumlar için alternatif buluşma yerleri belirleyin.9.El altında kurutulmuş, bozulmayan yiyecek ve su bulundurun.10.Deprem sonrası radyo el feneri gibi cihazlara ihtiyacınız olacaktır. Bunların pille çalışır olmasına dikkat edin ve yetecek miktarda pil alınız. Yanınızda acil telefon kartı veya jeton bulundurun.11.Aile üyelerinize; Doğalgaz su vanasının ve elektrik şartelinin yerleri ve kapanış şekillerini öğretin. Deprem anında bu cihazları eksiksiz hale getirmeyi öğretin. Tatbikatını aile bireylerinizle birlikte yapın.12.Depremde evinizin çökebileceğini hesaba katarak, evin en güvenilir bölümünü tespit edin. Bunun için yatağınızın iki yanına tahta sandıklar yaptırmanız ve içlerini kitapla doldurmanız yararlı olabilir. Kitaplar büyük bir ağırlık altında ezilmeyecek etrafına saracağınız kalın ip sandığın patlamasına engel olacaktır. Sandık yoksa yatağın kenarına veya yanına yan yatarak cenin pozisyonu alma tatbikatını yapın.13.Kıymetli evraklarınızı (tapu, pasaport, nüfus cüzdanı) ve faturalarınızın (Elektrik su telefon doğalgaz) noterden onaylı birer fotokopilerini bir yakınınızda muhafaza ettiriniz.
DEPREM SIRASINDA YAPMANIZ GEREKENLERSakin ve soğukkanlı olmaya çalışın. Panik yapmayın. Panik ile oluşabilecek izdihamın deprem kadar tehlikeli olabileceğini unutmayınız.Kesinlikle yüksek katlardan atlamaya çalışmayın. Balkon ve pencerelerden uzak durun.
1.Her nerede olursanız olun zeminin şiddetle hareket etmesi olasılığına hazır olun. Kendinizi sağlam bir nesnenin korumasına alın. Bunu yapamıyorsanız yere çökün başınızı ve yüzünüzü koruyacak biçimde kapatın. Cenin pozisyonu alın. İlk sarsıntıyı izleyecek diğer sarsıntılara da hazır olun. 10-15 saniyede kaçabilecekseniz.2.Eğer bulunduğunuz noktada kendinizi 10-15 saniyede bina dışına çıkaracak, güvenli bir açık alana ulaştıracak bir pozisyon varsa bu yolu saptayın. (Bu yöntem sadece giriş altı, giriş ve birinci katta olanlar için geçerlidir.3.Bazı durumlarda ani bir çıkış olanağı yaratabilirsiniz. (Giriş katındaki camlı bir nesneyi kırarak dışarı çıkmak gibi)4.Binayı terk ederken mutlaka başınızı yüksekten veya tavandan düşen nesnelerden korumalısınız. Bir kask ya da basert bulamazsanız bir sandalye, bir tahta parçası büyük ve kalın bir kitap işinize yarayabilir.Eğer binayı terk edemiyorsak.5.Eğer 10-15 saniyede binayı terk etme olanağı bulunmuyorsa kesinlikle oradan oraya koşmayın ve ayakta durmayın.6.Merdivenlerden, merdiven boşluklarından uzak durun, asansör kullanmayın.7.Bir yaşam üçgeni alanı yaratın. Para kasaları buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi gibi nesnelerin yanına yatın ve cenin pozisyonu alın. Herhangi bir yıkılma anında bu nesneler belki ezilecek ama yok olmayacaktır.8.Mutfaklar ve banyolar en uygun korunma mekanlarıdır. Çünkü enkaz altında kalındığı takdirde bu bölümde hem yaşam üçgeni alanı yaratabileceğiniz unsurlar vardır, hem de patlayan borulardan sızan su içilebilir.9.Açık alanlara gitmeye çalışınız. Elektrik, telefon ve yüksek gerilim tel ve direklerden, bacalar, çatı altı, anıt kule, yüksek bina ve duvarlardan uzak durunuz.10.Deprem sırasında bir arabada bulunuyorsanız; geçitlerden, köprülerden uzakta bir yerde arabanızı durdurunuz ve sarsıntı geçinceye kadar içinden çıkmayınız11.Deprem sırasında okulda iseniz sıraların aralarındaki boşluklara girerek Cenin Pozisyonu alın. Eğer aralarda boşluklar yoksa sıraların önlerine veya yanlarına geçerek Cenin Pozisyonu alınız.
DEPREM SONRASINDA YAPMANIZ GEREKENLER1.Yaralanıp yaralanmadığınızı kontrol edin. İlkyardımı yapın.2.Kalabalık bir yerde bulunuyorsanız paniği engellemeye çalışın ve düzenli bir şekilde çıkışı sağlayın. Ailenizi özellikle çocuklarınızla konuşarak sakinleştirin, onlara moral verin.3.Güvenlik kontrolü yapın. Gaz kaçağını kontrol ediniz. Gaz kaçağı olup olmadığından emin olana kadar kibrit-çakmak ateşlemeyin. Elektriği kullanmayın.4.Bina içinde karanlıkta kalsanız bile kibrit, çakmak mum, gaz lambası, piknik tüpü kullanmayınız. Başlangıç halinde olan küçük yangınları söndürünüz.5.Arka arkaya gelebilecek sallantılara karşı hazır olun.6.Etrafa cam kırığı gibi kesici ve yaralayıcı maddeler olacağı için kalın elbise ve ayakkabı giyin.7.Elektrik, doğalgaz ve su hatlarında arıza meydana gelebilir. Sigortalarınızı gevşetmeden, su ve doğalgaz vanalarını kapatmadan, ocağınızı ve sobanızı söndürmeden evinizi terk etmeyin.8.Şiddetli bir sarsıntı sonrasında eğer bina zarar görmemişse, binaya girmek için en az bir saat bekleyiniz.9.Etrafa saçılmış olan kimyasal, yanıcı ve parlayıcı maddeleri temizleyin ve kaldırın.10.İlmi bir dayanağı olmayan dedikodulara inanmayınız. Bu konuda yetkili makamların açıklamalarına itimat ediniz.11.Zarar görmüş binalar girmek için yetkililerin talimatlarıyla birlikte hareket edin.12.Binanın kat sayısını, her katta kaç dairenin bulunduğunu, hanelerdeki vatandaşlarımızın sayılarını, cinsiyetlerini mümkünse adlarını, misafirleri olup olmadığını bir kağıda yazınız. Eğer biliyorsanız evin iç planını belirten basit bir krokiyi de çizdikten sonra kurtarma için gelen profesyonel ekibe teslim ediniz.13.Bina içindeki parlayıcı, patlayıcı, kolay yanıcı maddelerin yerlerini biliyorsanız yerlerini işaretleyin, not alın yada uyarıcı ibareler koyun. Bu bölümlere kesinlikle ateşle yaklaşmayınız.14.Enkazdan aldığınız ilk sese yönelmeniz, yerini işaretledikten sonra binanın bütün bölümlerini arayarak diğer canlıları da tespit ediniz. Eğer kurtarma eğitimi almış iseniz mevcut canlıların kurtarmadaki önceliklerini belirleyiniz.15.Depremden sonra ilk 12 saat cankurtarma faaliyetleri açısından hayati emniyet arz etmektedir. Aşırı telefon trafiğinin santralleri kilitleyip, telefonları kullanılamaz hale getirdiğinden, daha önemli haberleşmelerin yapılabilmesi için telefonunuzu kullanmayın

deprem sırasında yapılması gerekenler

  • Bina İçinde İç duvar yanında ağır ve sağlam bir mobilyanın altına girin ve sıkı tutunun içeride kalın.
    Depremde Sallanma sırasında en Tehlikeli şey Binayı terketmeye çalışmaktadır.Zira bu sırada üstünüzde bir şeyler düşebilir.
  • Bina dışında açık bir alana gidin Elektrik Telefon Tellerinden Direklerinden sokak lambalarından binalardan uzaklaşın açık bir alana gidin.Deprem sarsıntıları bitene kadar bulunduğunuz yerde kalın.
  • Hareket halinde araç içinde hemen sağa yanaşıp durun araçta kalın ilk fırsat da temiz açık bir alana hareket edin.Tellerden,Direklerden,Binalardan uzaklaşın sarsıntı bittiğinden emin olduğunuzda sakin ve dikkatli hareket edin.Köprü,Üst geçit ve Alt geçitlere dikkat edin zarar görmüş olabilirler.
  • Deprem sonrası evcil hayvanların davranışları dramatikleşebilir,Normalde sessiz ve dostça davrananlar sinirli ve düşmanca davranabilir.Dikkatlice yaklaşıp Çit ile çevrili bir yere alın;
  • Ani hareketlerden kaçının.Deprem sonrası Evcil Hayvanlar Sağlık ve yer sorunları nedeniyle barınaklara alınmazlar.Onlar için yeterli Yiyecek ve Su bulunan Acil Barınaklar tesis edebilirsiniz.

deprem öncesi yapılması gerekenler

  • Raf ve Dolapları Emniyetlice Duvarlara Sabitleyip Monte edin.
  • Büyük ve Ağır Eşyaları Alt Raflara yerleştirin.
  • Cam vs Kırılacak Eşyaları Alçak da Kapalı ve Kilitlenebilir Dolap'da saklayın.
  • Ayna ,Resim gibi Ağır Eşyaları Kişilerin Kafasından Uzağa asınız.
  • Baş Üstündeki Hafif ve Emniyetsiz Monte edilmiş Eşyaları Emniyete alınız.
  • Elektrikli Alet Edavatları Elektrik Kablolarını ve Gaz Boru ve Valflerini Tamir edin ve emniyete alınız.Zira bunlar Potansiyel Yangın Riski İçerir.
  • Su Isıtıcıları Şofbenleri Tavan, Taban ve Duvarlara Emniyetlice tutturunuz.
  • Tavan Taban ve Duvarda varsa Çatlakları Ekspere Danışarak Tamir ettiriniz.
  • Böcek Haşerat Zehirlerini hertürlü Uçucu ve Yanıcı Parlayıcı Maddeleri Emniyetlice alt
  • Raflarda kapaklı Kilitlenen Dolaplarda saklayınız.
  • Her Odada Emniyetli yerleri belirleyiniz.
  • Masa gibi ağır ve çok Sağlam Mobilyaların Altı – İç Duvarların yanı – Kitap Rafları ve
  • Kitaplık ve ağır Eşyaların Kayacağı Düşeceği Cam Pencere Ayna Resim gibi Malzemelerin
  • Düşeceği Kırılacağı yerlerden Uzak durun.
  • Dışarıda Emniyetli yerleri belirleyiniz.
  • Açıkda Binalardan Ağaçlardan Telefon ve Elektrik Direklerinden Üst ve Alt Geçitlerden
  • Yürüyen Merdiven veya Merdivenli geçitlerden uzaklaşın.
  • Deprem de ve sonrasında nasıl hareket edileceğini ve davranılacağını tüm Aile Bireylerinin bildiğinden emin oluruz.
  • Acil durumda aranacak Radyo İstasyonları-Yangın Polis İmdat Telefonları nasıl ve ne zaman aranacağını Çocuklarınıza öğretiniz.
  • Afetlerde İhtiyaç duyulan Malzemeleri tedarik ediniz.
  • Yerel Belediye , Kızılay, Sivil Savunma yetkililerinden Deprem ile ilgili gerekli detay bilgileri alabilirsiniz.
  • Acil İletişim Planları oluşturun.
  • Deprem sonrası Evdeki,İşdeki dışardaki Aile bireylerinin biraraya gelebilmesi için Planlar oluşturun.
  • Semt Şehir dışındaki Akraba yada Arkadaşlarınızdan birini “Aranacak Aile Bireyi” olarak saptayın.Bir Afet sonrası Uzak Mesafelerin daha rahat Telefonla aranabileceği Teknik olarak düşünülür.Bu Kişinin İsmini Adresini Telefon Numarasını Ailede herkesin bildiğinden emin olunuz.

depremin nedenleri ve nasıl oluştuğu

Dünya'nın iç yapısı konusunda jeolojik ve jeofizik çalışmalar sonucu elde edilen verilerin desteklediği bir Yeryüzü modeli bulunmaktadır. Bu modele göre Yerküre'nin dış kısmında yaklaşık 70-100 km kalınlığında oluşmuş bir taşküre (Litosfer) vardır. Kıtalar ve Okyanuslar bu taşkürede yer alır.Litosfer ile çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2.900 km olan kuşağa Manto adı verilir. Manto'nun altındaki çekirdeğin nikel-demir karışımından oluştuğu kabul edilmektedir. Yer'in yüzeyden derine gidildikçe ısının arttığı bilinmektedir. Enine deprem dalgalarının Yer'in çekirdeğinde yayılamadığı olgusundan giderek çekirdeğin sıvı bir ortam olması gerektiği sonucuna varılmaktadır.Manto genelde katı olmakla beraber yüzeyden derine inildikçe içinde yerel sıvı ortamları bulundurmaktadır. Taşküre'nin altında Astenosfer denilen yumuşak Üst Manto bulunmaktadır. Burada oluşan kuvvetler özellikle konveksiyon akımları nedeni ile taş kabuk parçalanmakta ve birçok 'Levha' lara bölünmektedir. Üst Manto'da oluşan konveksiyon akımları radyoaktivite nedeni ile oluşan yüksek ısıya bağlanmaktadır. Konveksiyon akımları yukarılara yükseldikçe Taşküre'de gerilmelere ve daha sonra da zayıf zonların kırılmasıyla levhaların oluşmasına neden olmaktadır. Halen 10 kadar büyük levha ve çok sayıda küçük levhalar vardır. Bu levhalar üzerinde duran kıtalarla birlikte Astenosfer üzerinde sal gibi yüzmekte olup birbirlerine göre insanların hissedemeyeceği bir hızla hareket etmektedirler.Konveksiyon akımlarının yükseldiği yerlerde levhalar birbirlerinden uzaklaşmakta ve buradan çıkan sıcak magma da Okyanus ortası sırtlarını oluşturmaktadır. Levhaların birbirlerine değdikleri bölgelerde sürtünmeler ve sıkışmalar olmakta sürtünen levhalardan biri aşağıya Manto'ya batmakta ve eriyerek yitme zonlarını oluşturmaktadır. Konveksiyon akımlarının neden olduğu bu ardışıklı olay Taşküre'nin altında devam edip gitmektedir.İşte Yerkabuğu'nu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri birbirlerini sıkıştırdıkları birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları Dünya'da depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya'da olan depremlerin büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında dar kuşaklar üzerinde olusmaktadır.Birbirlerini iten ya da diğerinin altına giren iki levha arasında harekete engel olan bir sürtünme kuvveti vardır. Bir levhanın hareket edebilmesi için bu sürtünme kuvvetinin giderilmesi gerekir. İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket oluşur. Bu hareket çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir. Sonunda çok uzaklara kadar yayılabilen deprem (sarsıntı) dalgaları ortaya çıkar.Bu dalgalar geçtiği ortamları sarsarak ve depremin oluş yönünden uzaklaştıkça enerjisi azalarak yayılır. Bu sırada Yeryüzü'nde bazen gözle görülebilen kilometrelerce uzanabilen ve fay adı verilen arazi kırıkları oluşabilir. Bu kırıklar bazen Yeryüzü'nde gözlenemez yüzey tabakaları ile gizlenmiş olabilir. Bazen de eski bir depremden oluşmuş ve Yeryüzü'ne kadar çıkmış ancak zamanla örtülmüş bir fay yeniden oynayabilir.Depremlerinin oluşumunun bu sekilde ve 'Elastik Geri Sekme Kuramı' adı altında anlatımı 1911 yılında Amerikalı Reid tarafından yapılmıştır ve laboratuvarlarda da denenerek ispatlanmıştır. Bu kurama göre herhangi bir noktada zamana bağımlı olarak yavaş yavaş oluşan birim deformasyon birikiminin elastik olarak depoladığı enerji kritik bir değere eriştiğinde fay düzlemi boyunca varolan sürtünme kuvvetini yenerek fay çizgisinin her iki tarafındaki kayaç bloklarının birbirine göreli hareketlerini oluşturmaktadır. Bu olay ani yer değiştirme hareketidir. Bu ani yer değiştirmeler ise bir noktada biriken birim deformasyon enerjisinin açığa çıkması boşalması diğer bir deyişle mekanik enerjiye dönüşmesi ile ve sonuç olarak yer katmanlarının kırılma ve yırtılma hareketi ile olmaktadır.Aslında kayaların önceden bir birim yer değiştirme birikimine uğramadan kırılmaları olanaksızdır. Bu birim yer değiştirme hareketlerini hareketsiz görülen Yerkabuğu'nda üst mantoda oluşan konveksiyon akımları oluşturmakta kayalar belirli bir deformasyona kadar dayanıklılık gösterebilmekte ve sonrada kırılmaktadır. İşte bu kırılmalar sonucu depremler oluşmaktadır. Bu olaydan sonra da kayalardan uzak zamandan beri birikmiş olan gerilmelerin ve enerjinin bir kısmı ya da tamamı giderilmiş olmaktadır. Çoğunlukla bu deprem olayı esnasında oluşan faylarda elastik geri sekmeler (atım) fayın her iki tarafında ve ters yönde oluşmaktadırlar.Faylar genellikle hareket yönlerine göre isimlendirilirler. Daha çok yatay hareket sonucu meydana gelen faylara 'Doğrultu Atımlı Fay' denir. Fayın oluşturduğu iki ayrı blokun birbirlerine göreli olarak sağa veya sola hareketlerinden de bahsedilebilir ki bunlar sağ veya sol yönlü doğrultulu atımlı faya bir örnektir.Düşey hareketlerle meydana gelen faylara da 'Eğim Atımlı Fay' denir. Fayların çoğunda hem yatay hem de düşey hareket bulunabilir